30 Mayıs 2010 Pazar

iç sıkıntısı

işte her insan da meydana gelen oluşum...ve semptomları da hep aynı...nedeninin bilinmemesi, ya da bilinip de bilinmezden gelinmesi...sıkıntıyı,esas sorunun dışında arama çabası ile oraya buraya bok atma nöbetleri...yer yer yaşanan nefessiz kalışlar...ne yapacağını bilmemeler falan...sonra bu davanışları kendine konduramayıp "ne yapıyorum ben" şeklindeki içsel çatışmalar..."iç" sıkıntısı bu oluşumun tamamı oluyo galiba...kendi içinde tanımlayamadığın durumların oluşması...bi virüs gibi...kendine yabancılaşma durumu...ne biçimmiş
garip bir kısır döngü...kapılarını kapatıyosun adeta ve saçma sapan bir yere açtığın delikten dışarı bakıyosun...herkesten uzaklaşayım biraz kendimi dinleyeyim...offf...dinlediğin şeyin de aslında "kendin" olmaması...
bir çözümü varmıdır bunun...belkide insanın tamamen kendi isteği ile yaşamak istediği bir takım sıkıntı sirsilesidir...ajitasyon durumları..."abi beni rahat bırakın ya dertlerimle sizi de sıkarım " falan gibi saçmalamalar...
sıkıntı üzerine yazı yazmak de gerçekten ironik bi durum aslında...bi yandan ondan kurtulmayı ümit ederek başladığın yazı...diğer yandan unutmaya çalıştığın duyguları kendine hatırlatarak onları yazıya aktarmak...sonucu belirsiz...ya onları bulup çıkartıp yazıya bırakıveriyosun ya da bulup açığa çıkartıp kabuk bağlamış yarayı kanatıyosun...yarayı kanatırken o yüzündeki pis gülümseme...ağır ağır kaldırırken kabuğu,kan damlalarının damla halinden yavaş yavaş daha olgun hale gelmelerini bekleme mesaisine kaptırıveriyosun kendini...
sıkıntı işte adı üstünde...bi yandan da sanki o anda yaptığın hiç bir şeyden sen sorumlu değilmişsin gibi de düşünüyosun...
derin nefeslerle içinden çıkartma çabası...olmuyo ama...
loş ışığın altında,sigara dumanı ile bezenmiş oksijenimle sıcağın koynunda devam ettiğim sıkıntısal aktiviteler bütünü...yapılması gereken ne varsa "hadi kendiliğinden olsun" düşüncesi ile savuşturmak...
off sıkıldım bundan da...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder