11 Mayıs 2010 Salı

boş bir şehir

saat gece 02:53...istanbul silüetinde sabahtan eser yok...şuan sanki hapşırsam ritz carltondan tok bir ses "çok yoşo evladom"diyivericekmiş gibi...inanılmaz bir duygu...
istanbul...ne garip şehir...öyle soyut soyut duruyo ismi adamın karşısında...ama içinde fırtınalar kopuyo...şuan öyle savunmsız gözüküyo ki...ulan hazır böyle hazırlıksızken ben yeniyim bu şehri hissine kapılmamak içten bile değil...
benimle aynı fikirde olan çok insan vardır diye de düşünmekten kendimi alamıyorum...ama şuan odamda penceremden şu sessizliği seyredip bir yandan bu yazıyı elimde yanan sigaram eşliğinde yazabiliyorsam...ulan ben zaten onu yeneli çok olmuş,diyesimde gelmiyor değil...
ozaman şöyle bişi geliyor aklıma...acaba sadece onu yenelere mi sessiz kalıyo istanbul...
ara sokaklardan yine çığlıklar yükselmiyo mu...bangır bangır bağırmıyo mu sirenler bir yerlerde? hastane acillerinde feryat figanlar karışmıyor mu gökyüzü derinliklerine bu saatte...yada birileri kaçmıyor mu birilerinden...birileri aldatmıyor mu birilerini ya da biri aldanmıyor mu birilerine...
peki bunları yaşayanlar istanbul'a yenik mi sayılıyor? yoksa almanya yenildiği için onlarda hükmen yenilmiş mi ilan ediliyorlar...
belki de gerçekten öyledir... birilerinin yenilgileri,diğerlerini yenik duruma düşürmüştür...
her neyse...
istanbul'un umrunda değil hiç bir şey...öyle duruyor işte... masum...sessiz..."dinleyin beni gözleriniz kapalı" diyor...
gözünü kapatıcak vakti olanlar bundan faydalabiliyor sadece galiba...
03:10 sessizliği biraz martılara emanet etti sanırım. onlar da bu görevi devralmanın haklı gururunu yaşar gibi çığlık çığlığalar...ne konuşuyolar acaba aralarında...sorumluluklarının bilincindeler mi ki? ya da başlarında görev dağılımı yapan biri varmı..."sessizlik bize emanet arkdaşlar.ama bunu haketmeyenler var.isimleri bu listede yazılı. gidin onların camında ötün" diyen bir başkan...garipmiş...
bu hiyerarşi bu şekilde akıp gidiyor geceleri istanbul'da...sırada köpekler var...kısa aralıklarla devir teslim törenleri yapılıp,emaneti güneşe vermeyi bekleyen tatlı heyecanlar yaşanıyor onların arasında da...
güneş bütün günün yorgunluğunu atıyor şuan...misyonunu tamamlamanın özgüveniyle...binlerce insanı yatağından pozitif kaldırmanın,onun üzerinde yarattığı tatlı ego gülümsemesi ile istiraate çekilmiş durumda...

istnbul şuan sessiz..bomboş...birazdan martılar...sonra köpekler ve GÜNEŞ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder